Katalog Keyfi
|
İsmail Başbölük
|
Katalog Keyfi
|
İsmail Başbölük
|
Nev-i şahsına münhasır: Kişiliği ile herkesten ayrılan, kendine özgü tutum ve davranışları olan, özgün.(bkz:TDK) Otomotiv dünyasının enlerini seçmiş olsak en nev-i şahsına münhasır üretici dendiğinde aklımdan çıkacak ilk marka Subaru olur. Çok uzun yıllardır vazgeçmeden kullandığı boxer motor teknolojisi, istisnasız her modelinde kullandığı simetrik sürekli dört çeker sistemi ve maalesef son yıllarda kendilerinin açıklaması; güvenlik sebebiyle terk ettikleri cam çerçevesi olmayan kapıları... Tüm bunlar Subaru’yu Subaru yapan ve sürüden ayrılmasını sağlayan özellikler olarak zihnimin derinliklerinde yer edinmiş durumda. Ülkemizde de globalde de SUV ve Crossover modellere yönelen ve tüm ürün gamını bu tarz araçlarla doldurmaya başlayan Subaru markasının Avrupa pazarlarındaki amiral gemisi rolünü ise sürüş izlenimini gerçekleştirdiğim Outback modeli üstleniyor. İlk tanıtıldığında Subaru Legacy modelinin bir versiyonu olarak yollara ayak basan Outback ilerleyen zamanlarda bağımsızlığını ilan etti ve başlı başına bir model halini aldı. Yerden yükseltilmiş station wagon tarzıyla, günümüzde premium olarak tabir edilen üreticilerin ürün gamlarında yer vermek için uğraştığı bir akımın ilk temsilcilerinden biri olan Outback; günümüze kadar geçirdiği her nesil değişiminde biraz daha bağımsız biraz daha SUV model olarak görünmeye başladı. 4815 mm uzunluğu, 1540 mm genişliği ile heybetli bir araç olan Outback’in 1840 mm’lik nispeten düşük sayılabilecek yüksekliği ise onu büyük boy SUV’lardan ayıran en önemli yanı. 2015 yılında tanıtılan yeni nesil Outback modeli ülkemize 2.0 litre boxer dizel motor, “Lineartronic” isimli CVT şanzıman ve markanın olmazsa olmazı simetrik sürekli dört çeker sistemi AWD ile ithal ediliyor. Dünyada bir ilk olmasıyla ünlü dizel boxer motor 2.0 litre hacminden 150 hp güç ve 350 nm tork üretiyor. Bu değerler ışığında fabrika verilerine göre 9,9 sn’de 0-100 km/s hızlanmasını tamamlayıp 192 km/s son hız verilerine ulaşıyor. Ortalama yakıt tüketimi ise fabrika verilerine göre 100 km’de 6,1 litre olarak bildirilmiş. Ben ise yapmış olduğum sürüş izlenimimde 8,5 litre yol bilgisayarı verisi yakaladım. Kağıt üzerinde fena görünmeyen değerler direksiyon başında da kendisini gösteriyor. Üstelik boxer motorların kendine has homurtulu sesi keyif veriyor. İlk defa dizel motora sahip bir aracın sesinden etkilenmiş olacağım ki sürüşü tamamlayıp aracı teslim etmeye gitttiğimde kontağı hemen kapatmadan küçük gaz dokunuşlarıyla bir müddet daha motorun sesini dinlemeye devam ettim. Keşke tüm dizel araçların motorları boxer motor olarak tasarlanmış olsaydı düşüncesi aklımdan geçmedi değil..! Sürüş özelliklerine baktığımızda da oldukça olgun bir araç olan Outback, simetrik sürekli dört çeker sisteminin de avantajıyla keyifli bir sürüş hissi yaşattı. Direksiyon sisteminin rahat kullanımı ise beğenimi kazanmayı bildi. Aşırı hisli bir yapıya sahip olmayan direksiyon sistemi bu büyüklükteki bir aracı kontrol için gerekli yapıyı başarıyla yerine getiriyor ve sürücünün isteklerine hızlı yanıt verebiliyor. Aracın en büyük dezavantajı iri gövdesinden olsa gerek dar dönüşlerde sürücüsünden kabiliyet istemesi. Çünkü 11.8 m gibi geniş sayılabilecek dönüş çapına sahip Outback şehir içi sürüşlerde yorucu olabiliyor. İç mekanında klasik Japon otomobili anlayışı gördüğüm Outback’te segmenti ve fiyat grubu için oldukça sade ve gösterişsiz bir iç mekan anlayışı tercih edilmiş. Malzeme kalitesi ve işçilik düzeyinde herhangi bir sıkıntı olmasa da günümüzde insanlar daha gösterişli ve albenili bir kokpit arıyor. Orta konsolda, kokpitle bir tasarlanmış izlenimi veren 7 inçlik dokunmatik merkezi bilgi ekranı kokpitte beğenimi kazanan yegâne unsur oldu. Otomobilin kaliteli deri döşemeleri ve 12 hoparlörlü Harman/Kardon marka müzik sistemi ise iç mekanı özel kılan unsurlardan... Değinmeden geçemeyeceğimiz EyeSight isimli güvenlik sistemi Subaru’nun bu alandaki vizyonu ve gelişimini yansıtan bir teknoloji... Ülkemizde satılan Outback’lerde standart donanımda gelen EyeSight teknolojisi ile araçlar, yayalar ve bisiklet kullanıcıları gibi hareketli nesneler ya da raylar, şeritler gibi sabit nesneleri algılamak için stereo kameralar kullanılıyor. Bu sistem kendi alanında ilk olma özelliği taşıyor. Kullanıcıların önündeki yol için ikinci bir çift göz işlevi gören EyeSight teknolojisi görüntü tanımlama ile üç boyutlu renkli görüntüler yakalayan iki stereo kameraya sahip. Bu iki kameradan alınan görüntüleri şekil, hız ve uzaklığı kesin bir şekilde belirlemek için kullanan EyeSight araçların yanı sıra; motorsiklet, bisiklet ve yayaları da algılıyor. Potansiyel bir tehlike algılandığında sürücüyü uyaran sistem, gerekirse fren sistemini de devreye sokuyor. Ayrıca adaptif hız kontrolü, şerit içi kontrolü, şeritten çıkma uyarısı, şerit takip asistanı, çarpışma öncesi fren sistemi ve çarpışma öncesi gaz kontrolü gibi gelişmiş güvenlik sistemleri de EyeSight ile birlikte sunuluyor. Sürüş izlenimim sırasında kimi fonksiyonlarını deneyimleme şansı bulduğum EyeSight sisteminin verdiği tepkiler ve bunların zamanlaması mükemmel. Oldukça geniş ve ferah bir iç mekân sunan Outback’in hem ön hem arka koltuklarında yeterli baş ve diz mesafesi sunuluyor. 559 litrelik hacim sunan, elektrik kumandalı açılıp kapanabilen kapağa sahip bagaj da hayli kullanışlı. Sonuç olarak ülkemizde Volvo V60 CrossCounty ve Audi A4 Allroad dışında fazla rakibi bulunmayan Outback, bu araçlara karşı daha SUV görünen yapısı ve markasına ait geleneklerle ön plana çıkıyor. Gırtlak dolu tabir edeceğimiz bir donanım paketi ile ülkemize ithal edilen Outback bence yeterli fayda-maliyet oranını yakalıyor. Alınır mı? Sorusuna cevabım ise farklı olmayı sevenlerin kaçırmaması yönünde... - Not: Yazı 13/02/2017 tarihinde kaleme alınmıştır ve o dönemi yansıtır. -Subaru Outback modeli günümüzde yeni nesline geçmiştir fakat ülkemize ithal edilmemektedir. -Yazının hazırlandığı dönemdeki fotoğrafların kaybolması nedeniyle sayfanın isim konseptine de uygun olacak şekilde modelin kataloğundan alınmış fotoğraflar kullanılmıştır.
3 Comments
|
Archives |