Katalog Keyfi
|
İsmail Başbölük
|
Katalog Keyfi
|
İsmail Başbölük
|
Aramızda Adalet Ağaoğlu’nun “Fikrimin İnce Gülü” romanını okuyanlarımız vardır. Köylü Bayram’ın çocukken köylerine gelen otomobile hayran hayran bakmasını, arkasından koşmasını betimler. Ardından Bayram Ankara’ya gelip oto tamirhanesinde çalışmaya başlar, tek tutkusu ise kazandığı yevmiyelerle araba alabilmektir.. Hikaye böyle bitmez ver elini Acı vatan Almanya. Bayram aslında çöpçülük yapmaktadır ama herkese BMW fabrikasında çalıştığını söyler. Çalışır didinir ve sonunda çok sevdiği, istediği otomobile sahip olur. Sarı Mercedes’e.
İşte İlyas Salman’ın oyunculuğuyla adeta devleştiği “Sarı Mercedes” filmi bu romanın uyarlamasıdır Bayram’ın yürekleri burkan hikayesinin ana vurgusu “otomobil sahibi”olmak kavramıdır. Yine kitaplardan devam edecek olursak “Başlangıcından bitişine Anadol’un hikayesi “ kitabı aslında sadece milli gururumuz Anadol’u anlatmaz, Türk insanının otomobil tutkusunu ve otomobile sahiplik duygusunu işler.. Okumaya yeni başladığım “Tofaş’ın 50 yıllık yolculuğu” kitabı da firmanın tarihi kadar toplumunuzun otomobil sahibi olma istediğini anlatmakta. Elbette satırlarda birkaç cesur, yürekli insanın azminin, emeğinin, çabasının öyküsü “Devrim” arabasına değinmemekte olmaz. O da yine aynı tutkunun ürünüdür ve hüznüdür aynı zamanda Her tutku gibi gerçeğe kolay dönüşmemiştir Türk insanının otomobil sahibi olma sevdası. Pek çok insanımızın bu tutkusu 90’lı yıllara gerçek olmuştur. Güzel zamanlardır 90’lar. Hani pek çok yerde geçer ya “sokakta oynayan son çocuklar” diye. Benimde mensubu olduğum bu nesil ayrıca çocukluğu otomobille geçen ilk nesildi. Bizim babalarımız “araba” sahibi olmuştu. Bizde onun sadece arka koltuğunda değil, yeri kalabalık seyahatlerde bagajında, yeri geldi tenha yerlerde babamızın kucağında yolculuk etmiştik. Daha çok küçükken ilk o arabaların direksiyonunda şöförlük oynadık, yaşımız biraz ilerleyince de o araçları kaçırdık. Şimdi mutlu, mesut bir şekilde kendi otomobillerimizin koltuğunda o güzel günleri özlemle hatırlıyoruz.
3 Comments
İlk yazımın konusu koleksiyonum olsun. Sizleri Katalog odamdan görüntüler ile selamlayayım. İlk kataloglarım hemen hemen kendimle yaşıt. Aklım ermeye, gözüm görmeye başladıktan sonra otomobil tutkum oluşmaya başladı. Bu tutkumu dile getirmenin bendeki dili ise kataloglar oldu.
İlkokul çağlarımla beraber itinayla okumaya başladım hepsini, kendim de gidip bayilere istemeye başladım çocuk halimde. Ailecek bir seyahate gitmenin o dönemlerde bendeki karşılığı otomobil bayilerini gezmeye gidip katalog toplamaktı. Yaşım büyüdükçe ilk evden kaçma deneyimlerim otomobil bayisinde sonlandı. 18 yaşımı geçmem ise koleksiyonumun büyümesi demekti. Çünkü daha fazla seyahat, daha fazla bayi ziyareti ve haliyle daha fazla katalog... Sonrasında ise üniversite ve öğretmenlik yıllarım, yurtdışını keşfetmem. Her geçen gün, her geçen sene daha da büyüdü koleksiyonum.. Masanın çekmecesi kutu oldu, kutu dolap. Tek bir dolap büyüdü dolaplar oldu, ardından raflar ardından koca bir oda... Büyümeye devam edecek... Öyle bir tutku benimkisi.. |
Archives |